Ev Okulu Nasıl Uygulanmaktadır?

Gerek Facebook sayfamızda, gerekse katıldığımız söyleşilerde sıklıkla karşılaştığımız bir soru, şikâyet ve hatta bir isyan var. “Ev okulu olursa, insanlar bunu istismar ederler, çocuklar eğitimsiz ve cahil olurlar!” gibi itirazlarla karşılaşıyoruz. Buna eski yazılarımızda da değindik, ancak yeterince anlaşılır olamamışız ki hâlâ karşılaştığımız bir soru ve sorun: “Ev Okulu uygulaması istismar edilebilir bir şey midir?” Bu yazıda bunu yanıtlayacağız.

Ev Okulu, uygulandığı ülkelerde, bir eğitim modeli olarak örgün eğitimden çok daha esnek görünse de, daha sıkı bir denetim altında uygulanmaktadır.

royalty-free-stock-pictures-fly-happy-family-with-dream-house-46598989

– Avrupa’da Ev Okulu’nun uygulandığı bir çok ülkede, çocuklarına evde eğitim verecek ebeveynlerden en az birinin üniversite diplomasına sahip olması beklenmektedir.

– Amerika’da bir çok eyalette ve Avrupa’da ev okullarının denetimi, senede bir veya iki kez çocukların eğitim gördükleri sınıfın konularından test edilmeleri ile yapılmaktadır. Yine uygulamanın yapıldığı yerlerden bir çoğunda, çocuğun bu testten iki defadan fazla kalması halinde, çocuk zorunlu olarak örgün eğitime yönlendirilmektedir. Yani çocuk Ev Okulu’nda iken bir sene (bazı ülkelerde bu ikidir) sınıfta kalma hakkı vardır, ikinci defa sınıfta kalırsa devlet çocuğu zorunlu olarak okula yönlendirir.

– Ev Okulu’na devam eden çocuklar Sosyal Hizmetler kurumlarınca takip edilmektedirler. Evde eğitim alan çocuk, sosyal yalıtıma maruz bırakılmış ve sosyal ortamdan tamamen koparılmış ise, aileye dava açılmakta ve aile hakkında gerekli hukukî işlem süreci başlatılmaktadır.

Mevcut “örgün” eğitim sistemimizde, sınıfta kalma hakkı sonsuzdur ve çocuk sınıfta kalmaya devam ettiğinde, bunun için her hangi bir yaptırım uygulanmamaktadır. Sadece devamsız öğrencilerin derse devam etmemeleri nedeni ile ailelerine maddî bir takım cezalar verilmektedir. Örgün eğitime devam eden ve gelişimsel bir sorunu bulunmayan öğrencinin, sınıfta kalmasının çok fazla nedeni olabilir. Bu yüzden bunun sorumlusunu tayin etmek ve gereken çözümü üretmek mümkün değildir. Okula gittiği ve ebeveyn denetimi altında bulunmadığı için, uyuşturucu kullanıyor, yasa dışı örgütlerle ilişki içerisinde vs. olabilir.

Oysa Ev Okulu’ndaki bir çocuğun davranışlarından tamamen ebeveyn sorumludur, böylesi bir çocuğun başarısızlığı, eğitim hayatındaki sorunları, tamamen ebeveyn tutumu ile alakalıdır ve denetimi, çözümü mümkün olabilmektedir.

Örgün eğitime devam eden çocuklarda, okuldan geldikten sonra evde ders çalışmasına izin verilmeyen veya fiziksel/psikolojik şiddete maruz kaldığı için derslerinde başarılı olamayanlarının, bu durumları devletin sosyal hizmetler yetkililerince mercek altına alınamamakta, sadece 14 yaşına geldikten sonra yine her hangi bir takibata mahal vermeksizin çocuklar, mecburen ailenin sınırsız sorumluluğu altına terk edilmektedir.

Son olarak, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi 26. Madde 3. Fıkrası’ndan alıntı yapmakta fayda var:

“Ana-babalar, çocuklarına verilecek eğitimi seçmede öncelikli hak sahibidir.”

Ev Okulu, bir “İnsanlık Hakkı” değildir belki, ama çocuğunun nasıl bir eğitim alacağına karar vermek bir “İnsanlık Hakkı”dır. Bizler, siyasî her hangi bir amaç gütmeksizin çocuklarını evde eğitmek isteyen anne ve babalarız.

Bizimle sorularınızı, görüşlerinizi paylaşmaktan çekinmeyin…

Sevgiler…

Ev Okulu içinde yayınlandı | , , , , , , , , , , , , , , , , ile etiketlendi | 1 Yorum

Mindware – Block Buddies

Ravensburger’ in Make’n Break oyununu almak için yola çıkmıştım ki, Mindware’ in Block Buddies oyunu ile eve döndüm. O zaman Ali Nejat 3 yaşındaydı ve zamana karşı yarışılan bir oyunu başaramayacağını biliyordum. Zaman sınırı konmadan Make’n Break oynanabilirdi, ama ortaya çıkan yapılar geometrik şekillerin ötesine geçemeyecekti. Bu, ahşap bloklarla oynamayı seven, ama yapmak istediğini istediği gibi yapamamaktan şikâyetçi çocuklar için çok uygun bir oyun. Çünkü ulaşması gereken ve göze hitap eden bir hedefi var ve onu gerçekleştirdiğinde başarma hissini tadabiliyor.

MW_block_buddies_6

Oyunun içinde 21 tane blok ve 4 zorluk seviyesinde 50 tane tasarım kartı var. Bloklar oldukça büyük ve dikkat çekici renklere sahip. Ekolojik boyalarla renklendirilmiş, tasarım kartları da dayanıklı ve çocuğun dikkatini çekebilecek büyüklükte. Tek set ile aynı anda birden fazla yapıyı yapmak mümkün değil, bir sonraki yapı için bir öncekini bozmak gerekiyor. Bu oyunu sosyal açıdan kısıtlıyor, iki çocuğun aynı anda oynaması mümkün değil. Ancak iki set alınırsa karşılıklı bir kutu oyununa dönüştürülebilir.

Make’n Break’ ten farklı olarak oyun kartlarındaki bütün tasarımlar, bir anlam ifade ediyor (kelebek, köpek, kamyon, kaplumbağa gibi). Bu yüzden ahşap bloklarla kule, kale, ev, cami yapmaktan sıkılan ama ahşap blokları yine de seven bir çocuk için faydalı, geliştirici ve eğlenceli buldum. Fiyat olarak benzerlerine göre daha ekonomik sayılabilir, ancak kayda değer bir fiyat farkı söz konusu değil.

Bu oyunu biz sevdik, ama bir süre oynadıktan sonra aslında Ali Nejat ve onun gibi her oyuncağı konuşturmak isteyen dramasever çocuklar için oyunun bir handikapı olduğunu fark ettik. Yapılan araçlar üç boyutlu bloklarla yapılıyor da olsa, aslında mantık “pattern play” tarzı, yani yapılan tasarımların tamamı 2 boyutlu. Ali Nejat oyunu hala oynuyor, ancak kamyonun gidememesi, giderken dağılması, yatay olarak oluşturduğumuz şekli dikey olarak durduramıyor olmamız bazen canını sıkabiliyor. Aynı türden bir sürü oyunu eve doldurmamak adına, alternatif bir oyuncak almadık Ali Nejat’ a. Ancak daha sonraları Smartgames’ in Camelot Junior, Bill & Bety Bricks, Smart Car gibi oyunlarının 3 boyutlu dikey tasarımlar olmaları bakımından daha kullanışlı olabileceğini düşündüm. Bu oyunların her hangi birine sahip olmadığımız için burada yorumlayamıyorum, ancak sahip olan birileri benim için bu ürünler hakkında yazı yazmak isterse seve seve yayımlayabilirim.

517skbRuIyL._SY300_

Ev Okulu içinde yayınlandı | , , , , , , , , , , , , ile etiketlendi | Yorum bırakın

Early Learning Centre – Can You Spot it?

Bu aslında hepimizin bildiği farkları bulma oyunu. Ama çocuklar seviye seviye öğreniyorlar ve küçük çocuklar bulmaca kitaplarındaki, gazetelerdeki siyah beyaz resimlerdeki 7 farkı bulamıyorlar. Bu nedenle büyük kartları, renkli ve çocukların dikkatini çekebilecek ve yeni konuşmaya başlayan çocukların bile farkında olduğu kavramlardan oluşan ilüstrasyonuyla, bu oyun çocukların dikkatlerini geliştirmek için kullanılabilecek ilk araçlardan biri olma niteliği taşıyor.

Oyun lake kaplı kartlar ve bir tahta kaleminden oluşuyor. Her defasında aralarında farklar bulunan iki kart çıkarıp çocuktan bu farkı bulmalarını istiyoruz. Çocuk farkı bulduğunda silinebilir kalemle kartı işaretliyor, sonra bir kâğıt mendille oyunu kaldırmadan önce temizliyor. Bu çocukların gerçekten hoşlarına giden bir şey.

Kartlar da kendi aralarında üç seviyeye ayrılıyorlar, birinci seviye kartlardaki resimler arasında bir fark var, ikinci seviyede 2, üçüncü seviyede ise 3-4 fark var.

T340175

Tabii oynarken çocuğunuza neden farklı olduğunu sorarak (ki çoğu zaman düşük seviyedeki kartlarda fark renkle ilgili, bu da çocuğun renk algı ve bilgisini pekiştirmeye yardımcı), konuşmasını da teşvik ediyoruz.

İstersek, kartların içindeki nesnelerle ilgili sorular sorabilir ya da çocuktan üzerinde yiyecek resmi olan kartları, taşıt olan kartları vs ayırarak sınıflandırma yapmasını isteyebiliriz. Bu tarz resimli kart oyunlarının birden fazla kullanım imkânı olması güzel bir şey.

Tekrar aynı kartları gösterdiğinizde, tanıdık gelen resimlerdeki farkları hafızasından bulmak çocuğun hafıza gelişimi için de faydalı.

2-5 yaş arasındaki çocuklar için çok ucuz ve faydalı bir oyun, tavsiye ediyorum.

Ev Okulu içinde yayınlandı | , , , , , , , ile etiketlendi | 1 Yorum

Ravensburger – Colorama

Kutu oyunları çocukların dil gelişimi, kural öğrenme ve rutin kuralları uygulama becerisini arttırmak için çok önemli eğitim materyalleridir. Bu yüzden biz ev okulumuza bir sürü kutu oyunu aldık. Böylece Ali Nejat öğrenmekten sıkıldığında ve eğlence zamanı geldiğinde de aslında farkında olmadan öğrenmeye devam edebiliyor. İlk kutu oyunu incelememi Colorama’ ya ayırmamın sebebi, en küçük çocuklara bile hitap ediyor olması.

Bu oyunun her çocuk için ilk oyun olabileceğini düşünüyorum. Kutusunda 3-6 yaş arası ibaresi olsa da, konuşma bilgisi gerektirmediğinden 2 hatta 1,5 yaşındaki bir çocuğun dahi ilgisini çekebilecek, başarma hissi uyandırabilecek ve bir şeyler öğrenmesini sağlayabilecek bir oyun.

Oyunun kazanım hedefleri:

  • Renkleri tanıma
  • Şekilleri tanıma
  • Sırasını bekleme becerisi
  • Görsel algı
  • İnce motor gelişimi

004145-2

Oyunun oynandığı zemin kalın kartondan, üzerinde dokunsal algıya da hitap eden girintiler halinde kare, daire, üçgen, altıgen, yamuk şekilleri var, etrafları renklendirilmiş. Oyun taşları ise, yine aynı şekiller dört renkli (sarı, mavi, yeşil, kırmızı) ve aynı renkteki şekilden iki tane olacak şekilde.

Oyunun iki zarı var, biri renk zarı, diğeri ise şekil zarı. Tahmin


Zarsız, sadece şekilleri oyun zeminine yerleştirme şeklinde
edebileceğiniz üzere renk zarı oynayacağının geometrik şeklin rengini, şekil zarı ise şeklini tayin ediyor. Oyunun yaş gruplarına göre 4 farklı oynanış şekli var.

  1. Zarsız, sadece şekilleri oyun zeminine yerleştirerek,
  2. Sadece şekil zarı ile,
  3. Sadece renk zarı ile,
  4. Hem renk zarı hem de şekil zarı ile

Zarsız oynandığında aslında, her hangi bir bul-tak oyuncağından farksız. Her aile 1 yaşına gelmeden çocuğuna bul-tak oyuncağı alıyor, bence bu oyun çocuğunuzla büyüyen bir oyun olarak onun yerini tutabilecek kârlı ve keyifli bir alternatif olabilir.

5309_220571.500X500

Ev Okulu içinde yayınlandı | , , , , , , , ile etiketlendi | Yorum bırakın

Erken Müzik Eğitimi

Platon, “Devlet” adlı ütopyasında çocukların müzik ve jimnastikle eğitilmelerini önerir. Çocuğun ritm ve ses algısının gelişmesi, bir ritmik düzen içerisinde devinen dünyayı daha kolay öğrenmesini sağlar ve zekâsını da geliştirir. Erken çocukluk döneminde (2-4 yaş) dikkat eksikliği ve konsantrasyonun henüz yeterli olmaması, çocuğun ciddî bir şekilde enstrüman çalmasını engelleyebilir. Ancak bu müzik eğitimini geciktirmemeli. Enstrüman öncesi oyunlarla müzik ve ses bilgisinin, nota ve giriş seviyesinde müzik teorisinin çocuğa öğretilmesi mümkün. Küçük yaşta çocukların müzik eğitimiyle ilgili farklı yaklaşımlar mevcut.

Alman besteci Carl Orff’ un geliştirdiği sisteme göre çocuklar müzik eğitimine; kastanyet, ritm çubukları, çan, zil, agogo, marakas gibi ritm aletleri ile başlamalı, hatta bir yan müzikal etkinlik olarak çocuklar kendi müzik aletlerini kendileri yapmalılar. Bu sistemden yola çıkarak evde tencere kapağı, kaşık, plastik kaplar ve kapaklar, şişeler vs bir çok malzemeyle alternatif enstrümanlar yapmak mümkün. Bu bir yandan çocuğunuzla kaliteli vakit geçirmenizi de sağlayacaktır. Yukarıda bahsi geçen ya da evde çocuğunuzla beraber tasarladığınız enstrümanı şarkılara eşlik ederken ritm tutmak için kullanabilirsiniz. Orff’ un sistemi okul ortamı için tasarlandığından, farklı ritmleri farklı enstrümanlarla çalarak çok sesliliği sağlamayı hedeflemektedir. Birden fazl
Bir başka müzikal yaklaşım, Dalcroze metodudur. Bu metodda ana enstrüman vücuttur. Küçük yaşlarda bu yaklaşımlar çocukların melodilere ellerini çırparak veya dans ederek, fiziksel olarak eşlik etmeleri beklenir. Çünkü vücut doğal haline bırakıldığında müziğe eşlik etme eğilimindedir.a çocuğu olanlar evde her çocuğa bir enstrüman vererek ya da hane halkından başka yetişkinleri, dede ya da babaanneleri de orkestraya dahil ederek güzel eserler ortaya koyabilirler.

 

Belli başlı müzik eğitim yöntemlerinden üçüncüsü Zoltan Kodaly’ nın geliştirdiği ve kendi adını taşıyan yöntemdir. Ona göre müzik de bir dildir ve müzik yazısı da normal yazı gibi öğrenilmelidir. Ritm konuşma dilinde var olan bir şeydir, hatta konuşmaları notalarla ifade etmek mümkündür.
Ritmle ilgili başlıca etkinlik uygun adım yürümedir. Bir şarkı söylerken çocuğunuzun bu şarkının ritminde uygun adım yürümesini sağlamak, ritm eğitiminin temelini oluşturur. Bir sonraki adım, bir yandan yürüyüp bir yandan da elini çırpmasını istemek olabilir. Bir sonraki adım, eline bir ritm enstrümanı (hiç bir şey yoksa iki kaşık) alıp bir yandan yürüyüp bir yandan şarkıyı söyleyip bir yandan da o ritm enstrümanını çalabilir. Bunu yaptıktan sonra çocuğunuza bir mehter marşı öğretip mehtercilik oynayabilirsiniz, mehterin ritmi aksak olduğu için uygun adım yürümeye göre daha zorlu gelebilir, ama önceki alıştırmaları yaptıysa başarılı olacak ve çok sevinecektir. Bir oğlunuz varsa yüz boyasıyla yüzüne bıyık çizip mehter videoları izletip onu bu oyuna hazırlayabilir, evdeki kumaş parçaları veya sargı bezinden ona bir kavuk yapıp bunu bir yaratıcı drama etkinliği haline getirebilirsiniz.Tabii bu üç yaklaşımın da sistemleri çok daha ayrıntılıdır ve ileri seviye müzik teorisi eğitimine yer vermektedirler. Ama biz burada bu metodları dünyaya aşina olmayan, küçük insanlara kazandırabilecekleri ve uygulanabilirlikleri açısından değerlendiriyoruz. Yöntemlerin hepsi farklı kazanımlar sağlıyor ve bence birbirlerini tamamlıyorlar, bu açıdan bütün yöntemlerden karma bir müzik metodu oluşturup çocuğu gündelik konuşmanın ritminin müzikal yanıyla büyülerken, danslarla eğlendirmek ve bebeklikten kalma çıngırakları sandıktan çıkarıp onlarla neşeli müzik aletleri yapmak mümkün.

İleride çocuğunuzun mutlaka enstrüman çalmasını istiyorsanız, bu etkinlikler esnasında müzik dilini de alttan alttan vermeye başlamalısınız. Bununla ilgili Türkçe kaynaklar maalesef çok kısıtlı, ancak yine de bulmak imkânsız değil. Biz en kısa zamanda piyanoya başlamak istediğimiz için, Salih Aydoğan’ ın nota değerlerini de ritm ve hikâyeyle beraber öğreten “Pofuduk Tavşanla Ritim Alfabesini Öğreniyorum” kitabını satın aldık. Henüz okumaya başlamamış olsak da faydalı olacağına inanıyorum. Kitap, nota değerlerine kelime karşılıklar bulmuş, örneğin dörtlük notaya “kaç”, iki sekizlik notaya “tavşan” demiş. İkisi bir araya geldiklerinde “Tavşan kaç” oluyor ve gerçekten ritmik konuşmada tavşan kaç, iki vuruşluk bir cümle. Kitapta bunun gibi varyasyonlar var, dört on altılık nota, “tepelere” ve bunlarla dört dörtlük “Tavşan kaş, tepelere kaç” cümlesinin müzik diliyle kaleme nasıl alındığını görmek mümkün.

Daha ileri yaşlardaki çocuklar için yine Salih Aydoğan’ ın notaların kendilerini de öğreten “Renklerle Müzik Eğitimi” kitabı tercih edilebilir.

Enstrüman eğitimi için biz Methodé Rose – Suzuki’ yle devam edeceğiz. Genelde anneler ve babalar yoğun olduklarından enstrüman için özel dersi tercih ediyorlar, ama vaktiniz ve çok değil biraz yeteneğiniz varsa, (çocuğunuzun öğrenmesini istediğiniz enstrümanı çalmayı başlangıç seviyesinde öğrenip) küçük yaşta çocukları evde kendiniz eğitmeyi tercih edebilirsiniz. Bu onun olası yanlış bir yaklaşımdan ötürü enstrümandan soğumasını engeller ve daha hızlı öğrenmesini sağlar.

Giriş seviyesinde müzik teorisi bilen çocuklar için Türkçe bir kaç piyano kitabı da var, ancak benim inceleme fırsatım olmadı, eğer incelemiş olan biri bu konuda yardımcı olursa çok memnun olurum.

Pofuduk Tavşanla Ritm Alfabesi Öğreniyorum
Yazan ve Resimleyen: Salih Aydoğan
Arkadaş Yayınları, 2012, 104 Sayfa

Renklerle Müzik Eğitimi
Yazan ve Resimleyen: Salih Aydoğan
Arkadaş Yayınları, 2010, 104 Sayfa

Müzik Eğitimi içinde yayınlandı | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ile etiketlendi | Yorum bırakın

Rengârenk Fil Elmer

Elmer’ la Bir Dolap Kitap vasıtasıyla tanıştık ve çok sevdik.. Elimizde iki Elmer kitabı var, Elmer ve Hipopotamlar ve Elmer ve Gökkuşağı. İkisini de severek okuyoruz.

r10Elmer ve Hipopotamlar kitabında Elmer, nehirleri kuruduğu için fillerin yaşama alanlarına yerleşmek zorunda kalan hipopotamların nehirlerini kurtarmalarına yardım organizasyonu düzenliyor. İnceden inceye mesaj içerikli, yardımlaşmanın öneminden söz eden bir kitap; ama verdiği mesaj rahatsız etmiyor, Elmer gereklilik kipi kullanmadan mesaj verebilen bir fil, bu yüzden seviyoruz onu.

Elmer serisinden elimizdeki bir diğer kitap da Elmer ve Gökkuşağı. Bu defa da gökkuşağı çok erken çıktığı için renklerini kaybetmiş, Elmer ona renklerini vererek onu kurtarıyor. Renkler ve desenler arasındaki farka dikkat çekiyor ve renklerini yitirme pahasına Elmer’ ın gökkuşağına renklerini verecek olması da fedakârlık için güzel bir örnek teşkil ediyor. Elmer’ ın en güzel yönü bu sanırım, Elmer iyi şeyler yapıyor, ama sadece iyi kalpli olduğu için, neticede her hangi bir beklentisi yok.

Bizde bulunmayan ama Ali Nejat’ ın arkadaşı Zeynep’ e hediye aldığımız, bu arada da okuduğumuz bir Elmer kitabı daha var. Elmer ve Pembegül. Bu kitapta sürüden farklı ve de iyi anlamda farklı olan Elmer, farklı olmamanın, sıradan olmanın da ne kadar farklı olduğuna dikkat çekiyor ve bu kadar karmaşık bir durumu çocukların anlayacağı seviyeye çok hoş biçimde indirgiyor.

Okuduğumuz bütün Elmer kitaplarından büyük keyif aldık. Yurt dışında Elmer çok popüler bir karakter, çizgi filmleri, oyuncakları, giysileri var.

Elmer’ la ilgili ev okulu faaliyetleri:

  • El işi kağıtlarını kareler şeklinde kesip yapıştırarak kendi Elmer’ ınızı yapabilirsiniz. Biz el işi kağıtlarını delgeçle delip renkli yuvarlaklarla kolaj yaptık.
  • Kare şeklinde bir sünger kesip, Elmer şeklinde kestiğiniz kağıda sünger baskı yapabilirsiniz.
  • Küçük bir kolinin bir yüzüne fil hortumu niyetine kağıt havlu rulosu ve kulak niyetine yine kartondan kesilmiş iki daire yapıştırıp kolinin üzerini kare kare kestiğiniz el işi kağıtlarıyla bezeyebilirsiniz. Elmer zaten hafif kare, ve tıknaz bir fil olduğu için renkleri, onun Elmer olması için yeterli.

Elmer aktivitelerinde kullanabileceğiniz bir kaç çalışma kağıdı.

r10Elmer ve Hipopotamlar
Orijinal Adı: Elmer and the Hippos
Yazan ve Resimleyen: David McKee
Çeviren: Aslı Motchane
Kırçiçeği Yayınları, 2007, 32 Sayfa

r10Elmer ve Gökkuşağı
Orijinal Adı: Elmer and the Rainbow
Yazan ve Resimleyen: David McKee
Çeviren: Aslı Motchane
Kırçiçeği Yayınları, 2008, 32 Sayfa

Elmer ve Pembegülr10 Orijinal Adı: Elmer and Rose
Yazan ve Resimleyen: David McKee
Çeviren: Aslı Motchane
Kırçiçeği Yayınları, 2008, 32 Sayfa

Eğitim Materyalleri, Kitaplar - Dergiler içinde yayınlandı | , , , , , , , , , ile etiketlendi | Yorum bırakın

Aç Tırtıl

Dünyanın en çok satan çocuk kitabı, ev okulunun olmazsa olmazlarından, ilk demirbaşlarından biri.

Eric Carle‘ nin 1969 yılında yazdığı ve resimlediği Aç Tırtıl, o zamandan bu zamana bütün dünyada her yıl en çok satan çocuk kitabı ünvanını kaybetmemiş. Gerek çarpıcı ilüstrasyonları, gerekse basit, eğitici ve ilgi çekici hikâyesiyle 0-6 yaş grubundan her çocuğun ilgisini çekmeyi başaran kitap, bir çocuğun kütüphanesinin tozlanmadan en uzun süre kalan elemanı. Yeni doğan bir bebek rengârenk çizimlerine bakmaktan keyif alıyorken, biraz daha büyük bir çocuk yeni öğrendiği kelimeleri kitaptaki resimlerden göstermekten hoşlanıyor, biraz daha büyüğü tırtılın kelebeğe dönüşme hikâyesinden etkileniyor ve yeni okuma yazma öğrenmiş bir çocuk içinse içerisinde çok az yazı barındırmasına rağmen bir çok şeyi anlatan bu kitabı okuyup bitirmiş olmakla bir başarıya imza atmış olmanın tatminini yaşıyor.

r10Kitabın ortaya çıkış hikâyesi de ilginç: Eric Carle bir gün delgeçle bir şeyleri delerken aklına kitap kurtları gelmiş ve böyle bir hikâye yazabileceğini düşünmüş. Editörüyle görüştüğünde editörü kahramanın bir tırtıl olmasının daha ilgi çekici olacağını söyleyince de kelebek fikri doğmuş ve 30 seneden uzun bir süredir dünyanın her yerinde bir sürü çocuk Aç Tırtıl‘ la büyümüş. Bizim kuşağımız Aç Tırtıl‘ la çocukluk döneminde tanışmadı, çünkü Aç Tırtıl Türkçe’ ye uzun bir süre sonra çevrildi. Ama yeni kuşak bu konuda çok şanslı, çünkü Aç Tırtıl çocuklara kitap okumayı gerçekten sevdiriyor.

Bu kitabı okuduktan sonra çoğunuz şunları öğreniyor:

  • Haftanın günlerinin isimleri
  • Kitabın içerisinde adı geçen meyve, sebze ve diğer yiyeceklerin isimleri
  • Bir anda çok fazla yemenin zararlı olabileceği
  • Bazen müşkül durumda kalsak da bunun bir süre sonra düzelebileceği
  • Gece ve gündüz kavramları
  • 1′ den 5′ e kadar sayılar
  • Tırtılların kozada bir süre kaldıktan sonra kelebek olmaları

Dilerseniz rengârenk meyveleri sayarken, bir yandan renkleri de öğretebilirsiniz, dilerseniz serçe parmağınızı kitabın eşsiz meyve deliklerinin içinden geçirip tırtılı canlandırabilir, kitap okuma deneyiminizi ufak bir kukla gösterisine dönüştürebilirsiniz. Aç Tırtıl size böyle bir seçenekler evreni sunduğu için çocuk kitabı olmanın ötesinde bir şey. O yüzden tüm anne babalara tavsiye ediyorum.

Aç Tırtıl ile yapılabilecek Ev Okulu faaliyetleri:

  • Yuvarlak taşları akrilik boyayla en büyüğünü kırmızıya diğerlerini yeşile boyayıp büyükten küçüğe yan yana dizmek size aç bir tırtıl ve çocuğunuzla geçirecek keyifli dakikalar verir. Ayrıca bu etkinlik çocuğun büyüklük algısını pekiştirecektir. Bu etkinlik yeşil taşları koyu yeşilden giderek açığa doğru boyamak ya da üstlerine sayılar (belki harfler) yazmak gibi yaratıcı fikirlerle desteklenebilir.
  • Aç tırtıl küçük çocukların bile oyun hamurları ile yapabilecekleri bir formdur. Ellerinde yuvarlayacakları hamurları yan yana koymaları yeterlidir. Bu çocuğa kendini başarılı hissettirecek ve öz güvenini geliştirecektir.
  • Evde kağıtlardan ya da kartonlardan kedi merdiveni ile aç tırtıl yapabilirsiniz.
  • Yumurta kartonundan aç tırtıl yapılabilir, çok da hoş oluyor, bunun için bir yumurta kartonunun boyuna tek yumurtalık kısmı kalacak şekilde kesilip, ilk yumurta çıkıntısının kırmızıya geri kalanların ise yeşile boyanması gerekiyor. Çeşitli malzeme ya da boyalarla kırmızı olan baş kısmına göz ağız yapılabilir. Kenarlara yeşil şönil yapıştırılırsa küçük çocukların bile yapabilecekleri kadar kolay ve oynaması keyifli bir oyuncak olur. (DİKKAT: Yumurta kartonları içlerinde kümesten çıkan yumurtaları barındırdıkları için hijyenik değildirler, biz ev okulumuza bakterilerin girmesine bağışıklık açısından bir nebzeye kadar izin veriyoruz, ancak aşırı titiz anneler için uyarımızı yapalım!)
İngilizce videosunu izlemek için tıklayın.

Kitap hem normal, hem de üç boyutlu olarak Mavibulut Yayınları’ ndan basılmış.

r10Aç Tırtıl
Orijinal Adı: Very Hungry Caterpillar
Yazan ve Resimleyen: Eric Carle
Çeviren: Fatih Erdoğan
Mavi Bulut Yayıncılık, 1994, 18 Sayfa

Eğitim Materyalleri, Kitaplar - Dergiler içinde yayınlandı | , , , , , , , , , ile etiketlendi | Yorum bırakın

Meraklı Minik

Meraklı Minik, Tübitak tarafından yayınlanan aylık bir okul öncesi dergi. Aynı yaş grubuna hitap eden bir çok dergiden farklı olarak benim “Meraklı Minik” te üstün gördüğüm nitelik, realist bir bakış açısı kazandırıyor olması. Çocukların hayal güçleri zaten yeterince geniş ve gerçek kavramlardan hayalî bir sürü yeni kavram-dünya yaratma gücüne sahipler. Meraklı Minik, çocukların kendi başlarına yaratamayacakları, bir başka deyişle hayal gücüyle kurgulayamayacakları bilgiler sunmakla kalmıyor, hayal dünyalarında soyutlayarak ortaya koyabilecekleri sınırsız düşünce dünyalarına da malzeme sağlıyor.

r10Ali Nejat’ ın doğumundan bu yana biriktirsek de, okumaya başlayalı iki ay oldu ve çok keyif alıyoruz. Bu sayede Ali Nejat’ ın bir şeyleri kesip biçmeye ve çıkartmalara olan ilgisini de keşfetmiş olduk. Ali Nejat derginin tamamını ilgiyle inceliyor, hayvan resimlerine dönüp tekrar tekrar bakmak istiyor. Her sayıdan çıkan kartlar ve kartondan kesip biçerek ya da yapıştırarak yapılan oyunlarla saatlerce oynuyoruz.

Kanımca Meraklı Minik, her okul öncesi ebeveyninin sağ kolu olabilecek, keyifli bir dergi.

Eğitim Materyalleri, Kitaplar - Dergiler içinde yayınlandı | , , , , , , , , ile etiketlendi | Yorum bırakın

Ev Okulu çocukları gelin eder mi?

Hayır… Çocukları ev okulu gelin etmez, ev okulunda eğitim göreceği için gelin olacaklarını zanneden zihniyet gelin eder.

Geçtiğimiz günlerde TBMM, 4+4+4′ lük eğitim sisteminde ev okulunun yeri için çalkalandı durdu, nihayetinde ortaya çıkan şey, çocuklarını evde eğitmek isteyen bizim gibi ebeveynler için büyük bir düş kırıklığı oldu. Kendini bilmez örümcek beyinlilerin dayatmaları ve 4. sınıftan sonra ev okuluna izin verilemesini öneren bu taslağı hazırladıkları için kendilerini bildiklerini umduğumuz kişilerin kifayetsizliği neticesinde, ev okulu 8. sınıfa kadar yasal olarak mümkün görünmüyor. Tabii ben bir şekilde bu engeli aşabileceğimiz, yeterince çalışırsak özgürlüğümüzü kazanabileceğimiz konusunda umutluyum. Fakat bu, iş değil dövüş peşindeki komisyon için küçük, ancak Türk eğitim sistemi için büyük bir geri adımdır.

r10Ev okulunda okuyan bir çocuğun gelin olma ihtimalinin, örgün eğitimde okuyan bir çocuğun gelin olma ihtimalinden neden daha yüksek görüldüğünü anlayabilmiş değilim. Evde ders çalışıp sınavlara giren bir kız çocuğu aynı zamanda biriyle evlenebiliyorsa, gününün 4-5 saatini okulda geçiren bir kız çocuğu da evlenebilir, bu sizin sapkınlık katsayınız, evladınıza karşı duyduğunuz nefret ve o çocukla evlenen kişiden talep edeceğiniz meblağ ile alakalı sanırım.

Çocuk yaşta evliliklerin yaygın olduğu bölgelerde kız çocuklar büyük oranda nüfusa kaydedilmiyor zaten, okulun evde ya da köyde olmasının burada konuya etkisinin olmayacağı muhakkak. Netice itibarı ile, şu düz mantığı kuramayacak kifayetsizler yüzünden, oğlum büyüdüğünde belki de çetin bir hukuk mücadelesinin içerisinde bulacağım kendimi ve bu beni kızdırıyor. Umarım o zamana kadar bir şeyler değişir.

Ev Okulu içinde yayınlandı | , , , , , ile etiketlendi | 1 Yorum

Ev Okulu Nedir?

Ev okulu (homeschool), aslında bir çeşit okulsuzluk (deschooling), her ne kadar bize çok yeni, alışılmadık bir sistem gibi gelmese de aslında en eski eğitim sistemi olduğu gerçeğine dikkat çekmekte fayda var. Neticede medeniyet, okuldan eski bir şey değil. Tarihte kültürel ve entelektüel gelişimin en yüksek olduğu dönemlerde yaygın eğitim metodu, evde özel öğretmenler ile eğitimdir. Okul (merkezî eğitim) metodu bir çok farklı biçimlerde denense de, asla evde verilebilecek bireysel eğitimin öznel faydalarına yaklaşamamaktadır. Çocuğunun olabileceklerin en iyilerine sahip olması her anne babanın dileğidir, bugün ev okulu bunu sağlamanın yegane yoludur.

r10Günümüzde ev okulunun yaygın olarak tercih edilmekte olduğu Amerika’ da bu sistemin kullanılmaya başlanması da oldukça olaylı olmuştur. 1960′ larda 40 sene gibi bir süredir zorunlu olan ilk öğretim seviyesi okullarından toplum gerekli verimi alamadığını fark etmiştir ve aileler yavaş yavaş çocuklarını okullardan almaya, onlara evde eğitim vermeye başlarlar. Bunun en önemli sebepleri; yetersiz ve kalitesiz eğitim, istenmeyen değerlerin aşılanması ve çocuk gelişiminin sağlıksız yönde etkilenmesidir. Evde eğitimi destekleyen bir diğer kesim de çocuklarını dinî eğitim vermek isteyen ailelerdir. Çoğunluğu teşkil etmeyen bu ailelerden bazıları tutuklanır, akraba ve yakınlarından büyük tepki alır ve çocuklarının gelecekleriyle oynamakla suçlanırlar. Ancak bu, aileleri yıldırmaz ve verdikleri savaşı kazanırlar. Bugün Amerika Birleşik Devletleri’ nin bir çok eyaletinde ev okulu uygulaması yasaldır.

Ev okulu uygulaması günümüzde büyük ölçüde ekonomik nedenlerle öğrenciye bir veya birden fazla öğretmen tutmakla değil, ebeveynlerden birinin eğitimi üstlenmesi ile gerçekleşmektedir. Bu noktada önemli olan şey, öğrencinin eğitiminden sorumlu olacak kişinin bu konuda yetkin ev donanımlı olmasıdır. Bu yüzden Amerika Birleşik Devletleri’ nde bir çok eyalette ev okulunun uygulanabilirliği ile ilgili kanunlar, anne veya babanın lisans ve üzeri bir eğitim düzeyine sahip olmasını gerekli kılmaktadır.

Az önce yukarıda da belirttiğimiz üzere, ev okulunu benimseyen iki farklı kitle vardır; biri çocuklarının daha iyi ve kaliteli bir eğitim almasını isteyen aileler, diğeri ise çocuklarının belirli bir ideoloji çerçevesinde yetiştirilmesini tercih eden aileler. Bunun başında da elbette dinî eğitim gelmektedir. Ülkemizde de bu, ev okulu sisteminin uygulanabilirliği yönündeki en büyük engeldir. Zira mevcut zihniyet dinî eğitimden öcü gibi korkmakta, bunu çocuklara karşı yapılmış bir dayatma olarak görmektedir. Buna şahsen katılmıyorum, ebeveynler çocuklarının akademik eğitimlerinin yanı sıra onları diledikleri ideolojiye yönlendirmekte özgür olmalıdır, din bu ideolojilerin başındadır ve ebeveynlerin çocuklarını kendi inançları çerçevesinde yetiştirmek istemeleri kadar doğal bir talep yoktur. Şaşırtıcı olan bunca yıldır bir başkasının inancı çerçevesinde yetiştirilmelerine tahammül etmiş olmalarıdır. Yurt dışında yapılan anketler, yakın zamana kadar yaygın tercih nedeni ideolojikken, 1999 yılı itibarı ile pedagojik nedenlerle ev okulunu tercih edenlerin sayısı dinî sebeplerle tercih edenlerden fazladır ve bu rakam giderek artmaktadır, çünkü ev okulunun başarısı gözle görülür hale gelmiştir.

Bugün sırf Amerika Birleşik Devletleri’ nde ev okulu eğitimi alan iki buçuk milyonun üzerinde öğrenci vardır.

Ev Okulu içinde yayınlandı | , , , , , , , , , , , ile etiketlendi | 2 Yorum